Kıracaksın dememiş miydim?

Epiktetos’un efendisi çok kaba birisidir. Bir gün Epiktetos’un bacağı ile oynamaya onu kıvırmaya bükmeye başlar.

Epiktetos “Bacağımı böyle çevirmeye devam edersen kırılacak.” demiş. Adam Epiktetos’un bacağını bükmeye kıvırmaya devam eder. Epiktetos yine, “ Kıracaksın” der.

Ancak adam yine dinlemez ve devam eder. Daha sonra Epiktetos’un bacağı çat… diye kırılır.

Sonra Epiktetos acısına aldırmadan şöyle der: “Sana kıracaksın dememiş miydim?”

Kategori Yok kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Sokrates ve 3 Filtre

Bir gün bir adam Sokrates’e: “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?” der.

Sokrates: “Bir dakika bekle” diye cevap verir ve davam eder “Bana bir şey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna Üçlü Filtre Testi deniyor”.

Adam merakla: “Üçlü Filtre?” diye sorar. “Doğru” diye devam eder Sokrates. “Benimle arkadaşın hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek iyi bir fikir olabilir. Buna üçlü filtre dememin sebebi.

Birinci filtre: “Gerçek filtresi.” Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam olarak gerçek olduğundan emin misin?” Adam: “Hayır, aslında bunu sadece duydum.” “Tamam” der ve “Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun…

Şimdi ikinci filtreyi deneyelim, yani “İyilik filtresini.” Arkadaşın hakkında bana söylemek istediğin şey iyi bir şey mi?” diye sorar Sokrates. Adam Sokrates’e: “Hayır, tam tersi” diye cevap verir. Sokrates: “Öyleyse onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğunda emin değilsin.

Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı.

“İşe yararlılık filtresi”; bana arkadaşın hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?” diye sorar. Adam şaşırarak: “Hayır! Gerçekten değil!” “İyi” diye tamamlar.

Sokrates: “Eğer bana söyleyeceğin şey doğru değilse ve işe yarar değilse, bana niye söyleyesin ki!” der.

Kategori Yok kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Affetmenin Hafifliği

Bir lise öğretmeni derste öğrencilerine şöyle der:

“Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz! ”

Ertesi sabah hepsinin sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır.

Öğretmen: “şimdi, bugüne kadar affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun!”

Bazı öğrenciler torbalarına üçer beşer tane patates koyarken, bazılarını torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur.

Öğretmen: “Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okulda hep yanınızda olacaklar.”

Aradan bir hafta geçer. Hocaları sınıfa girer girmez, öğrenciler şikâyete başlarlar:

“Hocam, bu ağır torbayı her yere taşımak çok zor. Hocam, patatesler kokmaya başladı. İnsanlar tuhaf bakıyorlar, hem sıkıldık hem yorulduk….”

Öğretmen: “Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkûm ediyoruz. Affetmeyi karşımızdakine bir iyilik olarak düşünüyoruz. Aslında affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir.”

Kategori Yok kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

İnsan ve Dünya

Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında, bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini alır ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşünür.

Tam bunları aklından geçirirken, oğlu koşarak gelir ve sinemaya ne zaman gideceklerini sorar. Baba oğluna söz vermiştir ancak o gün hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekmektedir. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişir. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırır ve oğluna;

“Eğer bu haritayı düzeltebilirsen, seni sinemaya götüreceğim” der ve sonra düşünür;
“Oh be, kurtuldum. En iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez”.

Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak gelir ve baba haritayı düzelttim artık sinemaya gidebiliriz der.

Adam önce inanamaz ve görmek ister. Gördüğünde de hayretler içinde çocuğuna bunu nasıl yaptığını sorar.

Çocuk cevap verir, “Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı insanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti.”

Kategori Yok kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Gerçek Fakirlik

Günlerden bir gün, zengin bir baba, çocuğunu bir köye götürür.

Bu yolculuğun tek amacı vardır; insanların ne kadar fakir olabileceklerini oğluna göstermek. Çok fakir ailenin çiftliğinde bir gece ve bir gün geçirirler. Yolculuktan döndüklerinde baba çocuğuna sorar:

“Evet, ne öğrendin peki?

Çocuk yanıt verir: “Şunu öğrendim; bizim evde bir köpeğimiz var, onlarınsa dört. Bizim bahçenin ortasına kadar uzanan bir havuzumuz var, onlar ise sonu olmayan bir dereleri. Bizim görüş alanımız ön avluya kadar, onlar ise tüm ufku görebiliyorlar.”

Çocuk sözünü bitirince babası söyleyecek bir şey bulamaz.

Çocuk ekler: “Teşekkür ederim baba, ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için!”

Kategori Yok kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Aristoteles

Yalancıların yanına neyin kar kaldığı sorulduğunda, “Doğruyu söylediklerinde kendilerine inanılmaması” diye karşılık verdi,

kötü bir adama yardım etti diye kınanınca, “İnsana değil insanlığa yardımda bulundum” demiş.

Felsefenin ne yararını gördüğü sorulduğunda, “Kimilerinin yasa korkusuyla yaptığı şeyleri, bana buyurulmadan, kendiliğimden yapmayı öğrendim” diye karşılık verdi

Kategori Yok kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Hediye

Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti.

İşverenine çalıştığı konut yapım işinden ayrılmak ve ailesi ile birlikte daha özgür bir yaşam sürmek istediğinden bahsetti. Para kazanmayı özleyecekti ama artık emekli olmayı arzu ediyordu.

Müteahhit en iyi işçisinin ayrılmasına üzüldü ve ondan bir iyilik olarak kendine son bir ev daha yapmasını rica etti. Marangoz kabul etti ve işe girişti.

Ne var ki artık çalışmak istemediğinden, gönlünü yaptığı işe koymadı ve bu yüzden
baştan savma bir işçilik yaptı, kalitesiz malzeme kullandı. İşini bitirdiğinde
işveren, evi gözden geçirmek için geldi. Dış kapının anahtarını marangoza
uzattı:

“Bu ev senin, sana benden hediye”. dedi.

Kategori Yok kategorisine gönderildi | Yorum bırakın