Kral dövüşlerde ödül kazanan horozunun daha da yırtıcı olmasını istemektedir. Horozunu alelade kuşları şampiyona çevirmekle ün salmış bir eğitmene götürür.
“Onu bana bırak ve bir hafta sonra gel.” der eğitmen.
Bir hafta sonra kral geri gelir ve külhanbeyi horozunun yeterince güçlü bir sesle ötmediğini, yeterince tehditkâr bir çalımla gezinmediğini görür.
“Besbelli ki henüz hazır değil.” diye açıklar eğitmen. “Kibirli ve kendinden emin. Diğer horozlarla kavgaya girişiyor. Haftaya gelin”.
Bir hafta daha geçer. Kral geri geldiğinde ödüllü horozunun ense tüylerini ancak kabartabildiğini ve kavga başlatmak için ancak kanat çırptığını fark eder.
“Gördüğünüz gibi henüz hazır değil!” der eğitmen. “Hala birden alevleniveriyor ve başka kuşlar onu zorladığında onlara kızgın bakışlar fırlatıyor. Bir ay sonra gelin.”
Bir ay geçer ve Kral horozunun durumunu görmek için gelir. Dehşet içinde vahşi horozunun uysal bir horoza dönüşmüş olduğunu görür. Eğitmene çılgınca bağırmaya başlar;
“Benim güzel savaşçı horozumu mahvettin! Şuna bak! Dövüşmek istemiyor! Bundan böyle asla bir yarış kazanamaz!”
“Bu doğru değil” diye cevaplar eğitmen. “Bakın ne kadar sakin ve korkusuz görünüyor. Sükûnet içinde ve güçlü duruyor artık. Diğer kavgacı horozlar onu gördükleri an korkularından kaçacaklar!”