Bir zamanlar, ülkenin sultanı, kendisi için çok değişik bir yüzük yapılmasını ister.
Bu öyle bir yüzük olmalıdır ki, sultan mutsuz olduğunda umudunu tazeleyecek, mutlu olduğunda da mutluluğun rehavetine kendisini kaptırmasını, tembelliğe düşmesini önleyecektir. Hiç kimse, sultanı tatmin edecek böyle bir yüzük yapmayı başaramaz.
Sultanın adamları bir gün bilge dervişi bulurlar ve yardım isterler. Sultan, yüzüğün yapılmamasına fena halde üzülür.
Derviş, sultanının kuyumcusuna hitaben bir mektup yazar. Kısa bir süre sonra, yüzük sultana sunulur. Sultan önceleri hiç anlam veremez; çünkü son derece sade bir yüzüktür bu. Sonra, üzerindeki yazıya takılır gözü… Üzerinde biraz düşünür ve yüzü aydınlanır.
Büyük bir mutluluk ışığı parlar gözlerinde… Sonunda tam da istediği gibi bir
yüzüğü olmuştur.
Yüzüğün üzerindeki yazı mı? Şu yazılıdır yüzüğün üzerinde:
“Bu da geçer.”