Diyojen köle olarak satılırken, elinden ne iş geldiği sorulmuş, o da insanları yönetmek, diye karşılık vermiş.
“Çığırtkana da sor bakalım, kendine bir efendi satın almak isteyen var mı?” demiş.
“Yaşlı bir adamsın, gerisini boşver” diyenlere, “Ne yani?” diye karşılık verdi, “Stadyum… koşusuna çıksam, bitiş çizgisine yaklaştığımda, boş vermem mi gerek yoksa daha da çabalamam mı?” dedi.
Bir gün, küçük bir çocuğun, avucu ile su içtiğini görünce, küçük bir çocuk yalın yaşayışta beni geçti diyerek, heybesinden tasını çıkarıp attı.
Bir gün bir çocuğa bakıp onun çanağını kırıp da mercimek lapasını bir parça ekmeğin arasına koyup yediğini görünce, tabağını da kaldırıp attı.
Bir gün Olympia’dan dönüyordu,
“Çok kalabalık var mıydı?” diye sorana, “Kalabalık çoktu ama insan azdı.” diye yanıt verdi.
Felsefenin ne yararını gördüğü sorulduğunda, “Her şey bir yana, talihin bütün cilvelerine karşı hazırlıklı olduğumu öğrendim.” dedi.
Nereli olduğu sorulduğunda “Ben bir dünya vatandaşıyım” diye karşılık verdi.